
Doğal bir ilaç olan sarımsak, yüzyıllardan beri dünyada hem sofranın vazgeçilmez bir yiyeceği, hem de çeşitli hastalıklara karşı şifa amaçlı kullanılır. Sarımsak, pırasa ve soğan ile akrabadır. Etken maddesi "allin"dir. Allin alındıktan sonra, enzimatik olaylarla “allicin” olarak vücutta değişir. Bu maddenin insan vücudunda oksitleyici etkisi vardır. Sarımsağa özel koku ve lezzeti veren, taşıdığı bu kükürtlü uçucu yağdır.
Sarımsak kolera, veba gibi salgın hastalıklarda antiseptik (mikrop öldürücü) olarak da kullanılmıştır. Sıklıkla “sarmısak” olarak da isimlendiren sarımsağın, en iyi kaliteye sahip olanı, germanyum ve selenyum bakımından zengin topraklarda yetişir. Türkiye’de sarımsak üretiminin en yoğun üretildiği yer Kastamonu ilinin Taşköprü ilçesidir. Raf ömrü uzun, tadı ve kokusu keskindir. Burada yetişen sarımsaklar, bir yıl süreyle soğuk hava depolarına ihtiyaç duyulmadan saklanabilir.
Milattan 1500 yıl önce, Mısırlı bir doktorun, 22 sarımsak reçetesi olduğu söyleniyor. Baş ağrıları, boğaz ağrıları ve halsizlik gibi rahatsızlıkların tedavisinde sürekli sarımsak önerilirmiş. Herodot’a göre Mısırlılar piramitlerin yapımında çalıştırdıkları işçilere güç kazandırmak için, her öğün sarımsak, soğan ve turp yediriyorlarmış. 2. Dünya savaşı sırasında, yaralandıkları zaman, yaralarının mikrop kapmasını önlemek için, ezilmiş sarımsağı yaranın üzerine koyarak, Rus askerleri tedavi edilmiş.
Yapısında bulundurduğu iki güçlü antibiyotik, bol iyot ve kükürt ile, iştah açıcı özelliği, tansiyon düşürücü, solucan düşürücü, idrar artırıcı, safra salgılarını artırıcı, kanı sulandırıcı, kan temizleyici, kötü kolesterol LDL’yi düşürücü, kan pıhtılaşmasını azaltıcı etkileri vardır.
Antiseptik etkisi, kendine has kokusu ile, içindeki allicin’den ileri gelir. Bakteriler üzerinde üremeyi azaltıcı ve öldürücü etkisi vardır. Vücuttaki mantarı ve maya oluşumunu engellemektedir. Kansere karşı üstün koruyucu, hemeroide faydalı, bronşit, astım, varis, siyatik ve romatizma ilacı olarak da kullanılır.
Uzmanlar, sarımsaklı yoğurdun zehirlenmelere karşı koruduğunu ve en ince damarları dahi temizleyerek, oralara kan gitmesini sağladığını, ayrıca tüm salgı bezlerini çalıştırarak, vücudu zehirlerden temizlediği bilinmektedir.
• Ölümlere sebep olan atardamar kireçlenmesine iyi gelir.
• Yara ve çıbanları iyileştirir.
• Krampları yok eder.
• Akciğeri, karaciğeri, safra kesesini ve kalbi kuvvetlendirir.
• Bağırsak kurtlarını, diğer parazitleri öldürür.
• Mide ve bağırsakları dezenfekte eder.
• İştahı açar.
• Nezleye, nefes borusu rahatsızlıklarına ve bronşite iyi gelir.
• Verem hastalarına iyi gelir.
• Tansiyonu ve ateşi düşürür.
• Bağırsak gazlarını ortadan kaldırır.
• Grip mikrobunu öldürür ve bu hastalığa karşı korur.
• İdrar yolundaki taş oluşumunu engeller.
• Kalp adalelerini güçlendirir.
• Kalbi besleyen koroner damarlarını genişletir.
• Cinsel gücü artırır.
• İdrar söktürür.
• Vücudu sivrisinek ve haşerelerden korur.
• Safra salgısının salınımını artırır.
• Kabızlığı önler.
• Saç dökülmesini yavaşlatır.
• Sesi güzelleştirir.
• Müzmin öksürüğe karşı faydalı.
• Kan pıhtılaşmasını önler.
• Hazımsızlığı giderir, gırtlak iltihabını önler.
• Kelliğe ve saçkırana engel olur.
• Sara hastalarına iyi gelir.
• Su çiçeğini tedavi eder.
• Romatizmaya karşı iyi gelir.
• Kurşun ve yılan zehirlenmelerinde etkilidir.
• İnsanı sakinleştirir.
• Sarılığı önler.
• Sigaranın zararını azaltır.
• Saçlarda kepeği engeller.
• Balgamı keser.
• İltihaplı hastalıklarda kullanılır.
• Cüzzamda faydalıdır.
• Bronşite karşı etkili.
• Kolerayı önler.
• Kolesterolü düşürür.
• Tüm damar iltihaplarını tedavi eder, tıkanan damarları açar, damar sertliğini ve hipertansiyonu önler.
• Kolesterol ve lipidi düşürür, zararlı yağların yakılmasını sağlar, bazal metabolizmayı hızlandırarak, yağların yakılmasını sağlar.
Kilo verdirir. İştah açar. Şekeri düşürür, pankreasın yenilenmesini sağlar
• Böbrek ve safra taşlarını eritir, idrar söktürür, vücuttaki şişkinlik ve tüm dokulardaki ödemi ortadan kaldırır.
• Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve on iki parmak barsağı ülserinin kesin tedavisini yapar.
• Tüm romatizmal iltihabı önler, ağrıyı dindirir, kireçlenmeyi önler, eklem yüzeylerinin yenilenmesini sağlar.
• Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerinin yenilenmesini sağlar. Sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip, ileri refleks hızını artırır, felçlere ve vertigo’da fayda verir.
• Vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Yarım litre kaynatılmış ve soğutulmuş suya, bir baş sarımsak ve yarım limon kabuğu, dilim dilim doğranıp, içine atılır. Kapağı kapatılıp, karanlık bir ortamda 4 gün bekletilir. Sonra içinden posası alınır. Kışa girerken, ya da kış aylarında, bu doğal antibiyotiğin yemeklerden önce, bir yemek kaşığı tüketilmesi önerilir. Dışarıdan gelen mikrop ve virüslere karşı etkilidir. Hiçbir yan etkisi yoktur.
Anadolu’da yaşayan insanların yıllardır kullandığı, yıllanmış sarımsak ekstraktı, şöyle hazırlanmaktadır:
1 kilo sarımsak soyulup, iyice ezilir. Bir kavanozun içine koyulan ezilmiş sarımsakların içine, 1 litre su, 5 adet limon sıkılarak, karıştırılır. Bu karışıma 1 litre sirke eklenir. Bunlar karıştırıldıktan sonra, kavanozun kapağı sıkılıp, karanlık ve serin bir yerde 6 - 10 ay arası bekletilir. Daha sonra yıllanan sarımsak, günde 1 tatlı kaşığı tüketilir. Bu karışım, kokusuz ve lezzetlidir.
25 adet limon sıkılır. İçerisine 250 gr. ezilmiş sarımsak eklenir. 25 gün serin bir yerde bekletilir, sonra süzülür. Renkli cam bir kavanozda muhafaza edilir. Bir çay bardağı ılık suya, bir kaşık konur, akşam yemeklerinde içilir. Uzun bir süre alınmalıdır. Diğer bir tarif!
Aterosklerozda (damar sertliği) kolesterol, yüksek tansiyon, idrar söktürücü, mide-bağırsak enfeksiyonlarında ve bakterisit olarak bir baş sarımsak ezilir. 200-300 gr. yoğurtla karıştırılır. Bir gece bekletilir ve ertesi gün 2-3 defada yenilir.
100 gr sarımsak ezilir. 1 bardak su, 200 gr şekerle bir müddet bekletilir, süzülür. Elde edilen şuruptan günde 2-3 kaşık içilir.
1 bardak süte bir diş ezilmiş sarımsak konur, kaynatılır. Yatarken sıcak olarak içilir.
Sarımsak dövülüp, macun haline getirildikten sonra, yılan veya akrebin soktuğu yere, merhem gibi sürülür. Bu zehiri çeker ve vücudu ısıtır.
• İki diş sarımsak, 1 çay bardağı sütle kaynatılıp içilir.
• Koruyucu olarak sarımsak suyu pamuğa emdirilerek, buruna tampon şeklinde konur. (Sarımsak suyu, sarımsağı ezerek elde edilir!)
Sarılıkta, sabahları aç karnına 1-2 kaşık sarımsak suyu içilir.
Romatizma hastaları, her sabah bir diş sarımsak yemelidir. Sarımsak uçucu yağı bakterisittir, bakterileri öldürür, üremeyi azaltır.
Romatizma ve siyatikte, bir baş sarımsak iyice ezilir. Bir miktar su ile kuvveti çıkıncaya kadar kaynatılır, su süzülür. Elde edilen bu suya 15 gr. toz karabiber, 150 gr. saf zeytinyağı eklenir. Suyu gidinceye kadar, hafif ateşte tutulur. İçerisine 15 gr. günlük, 10 gr. kâfur toz halinde ilave edilip, 2 dakika kaynatılır. Ağrılı bölgeye bu ilaç ile masaj yapılır.
Bir kg. kaynar suya, üç diş sarımsak, iki tutam frenk maydanozu, bir tutam lavanta çiçeği, üç tutam adaçayı eklenir, su soğutulmaya bırakılır ve süzülür. Bu sudan günde 3 fincan içilir.
Aids hastalarında sıkça görülen yemek borusu, boğaz ve ağız mantar enfeksiyonlarına karşı etkilidir. Aids, verem gibi ağır hastalığa yakalananlar, her sabah üç baş sarımsak dövüp, ballı su ile karıştırarak içebilirler.
Sarımsak ezililerek, suyu çıkarılır. Sarımsak suyu buruna çekilirse, faydalı olur.
Ağrıyan dişin üzeri, ezilmiş sarımsakla ovulur.
Sarımsak ezilerek suyu çıkarılır, saçlar bu suyla ovulur, taranır.
Buğday bitlenmesini önlemek için, sarımsağın suyu çıkarılır, su ile karıştırılıp Buğdayın üzerine serpilir.
Sarımsak ezilip, oda içersine konulursa, zehirli hayvan odaya girmez.
Sarımsak soyulur, koyun ödüyle kaynatılır. Kulağa birkaç damla damlatılırsa, sağır kulağı açar, sağırlığı giderir. Kulağa damlatılan sarımsak suyu, kulak zarını iyileştirir, birleştirir.
Sarımsak ezilip pişirilir. Aynı miktar bal ile macun yapılır. Geceleri krem gibi egzama olan bölgelere sürülür. Sabah yeşil prina sabun ile yıkanır. Cildin üzeri pamuk bez ile kapalı tutulur. Gece yine sürülür, birkaç gün böyle devam edilir.
Nasırda, siğillerde ve et benlerine karşı bir diş sarımsak ezilir, hastalıklı bölgeye konulur ve 10-15 gün devam edilir. Hastalıklı cildin dışına taşırmamaya dikkat edilmelidir, çünkü sağlıklı ciltte yakıcı etkisi vardır.
Vücuda batan herhangi bir maddeyi çıkarmak için, taze sarımsak yaprakları, gül ile ezilir, batık olan yere konulur, içindeki yabancı maddeyi dışarı çıkarır.
Hızlı çöküntülerden kendini korumak isteyen yaşlı insanlar, hemen hemen her gün sarımsak yutmalı veya dövülmüş üç diş sarımsağı bal şerbeti ile içmelidir.
Böbrek ve safra taşlarını eritmek için: 100 gr. limon suyu, 100 gr. zeytinyağı, 3 baş ezilmiş sarımsak, 50 gr. maydanoz yapraklarının sıkılmış suyu karıştırılır ve her akşam bu karışımdan 50 gr. içilir.
Bir cam kap içine 200 gr. zeytinyağı ile, bir baş dövülmüş sarımsak karıştırılır. Kapağı kapatılıp, buzdolabına kaldırılır. 24 saat sonra süzülür ve günde 30-50 gr. sarımsaklı zeytinyağı, aynı miktarda limon suyu ile karıştırılarak içilir. Karaciğeri, mideyi, barsakları temizler. Yemek ve salata üzerine de kullanılabilir.
Uykusuzluğa karşı: 24 tane limonun suyu, 350 gr. dövülmüş sarımsak, bir cam kap içerisinde üzeri üç kat bezle kapatılarak, oda sıcaklığında bir hafta bekletilir. Sonra süzülüp, buzdolabına konulur. Karışım bitene kadar, sabah-akşam birer yemek kaşığı içilir. Bu karışım aynı zamanda damarları açar ve temizler. Limon yerine doğal sirke de kullanılabilir.
İki- üç diş sarımsak ezilir, veya ince kıyılır. Bir su bardağı soğuk süte eklenir ve hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır. Üstü kapalı olarak, 10 dakika demlendikten sonra, süzülür. İhtiyaç duyulduğunda, bir bardak taze demlenmiş sarımsak sütü, soğutulmadan içilir.
2 litre limon suyu ve 40 diş soyulmuş sarımsak ezilir, koyu renkli, veya üzeri kağıtla kaplı kavanoza konulur. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde saklanıp, her gün çalkalanır. Sarımsaklar içinde eriyecektir. 25 gün sonra sabah aç karına yarım, veya içilebiliyorsa bir çay bardağı, kavanoz bitene kadar içilir. Kavanoza su, şeker, vs. ilave edilmez. Ancak çay bardağına konulan kısma istenirse, su ilave edilerek içilebilir. Karışım içildikten sonra, en az yarım saat bir şey yiyip içilmez. Mümkünse her sabah aynı saatte içilmesi tavsiye edilir. Konu ile ilgili diğer sayfamızı inceleyiniz!
Araştırmalara göre, yumurtalık iltihabı, jinekolojik vizitelerin neredeyse yarısını oluşturuyor. Bu iltihabın çeşitli nedenleri var. En yaygın olanı ise mantar enfeksiyonudur. Yakın zamana kadar, yumurtalık iltihabının en yaygın tedavi yöntemi reçeteli anti fungal (mantar) ilaçları idi. Son birkaç yıl içinde, bu ilaçlar yerini reçetesiz satılan ilaçlara bıraktı ve kadınlara mantar enfeksiyonu olduğundan emin oldukları sürece, kendi kendilerini tedavi edebilme imkanı sunuldu. Fakat, neyle karşı karşıya olduğunuzu tam olarak bilmiyorsanız, yumurtalık iltihabını kendi kendinize tedavi etmeye çalışmamalısınız.
Yumurtalık iltihabı, sadece cinsel hayatı değil, sağlığı da tehdit eder. Bu tür enfeksiyonlarda, antibiyotik özellikleriyle mikropların en büyük düşmanı olan sarmısağa güvenebilirsiniz.
Dr. James Duke, "Yeşil Eczane" adlı kitabında, sarmısağın iltihap karşıtı özelliğini şöyle anlatıyor: “Maine’in ormanlık tepelerinde saygı duyduğum ve hayran olduğum bir herbalist (Bitki uzmanı) yaşıyor. Avena Botaniğin kurucusu ve "The Roots of Healing" adlı kitabın yazarı Deb Soule. Yıllar boyu birçok kadın, Soule’a vajinal mantar enfeksiyonlarını nasıl tedavi edebileceklerini sormuş, Soule de her seferinde onlara, şunu tavsiye etmiştir:
"Sarımsağın üzerinde herhangi bir çizik meydana gelmemesi için, bir diş sarmısağı dikkatli soyun. Temiz bir gazlı beze sarın, temiz bir iplik ile iliştirip bağlayın. Böylece tampon benzeri küçük bir bohça elde edeceksiniz. Bu bohçayı altı gece boyunca kullanın."
Bu yöntem, birçok vakada enfeksiyonu tedavi etmişti. Sarmısağın iltihap karşıtı güçlü özelliklerini bildiğim için buna hiç şaşırmadım.
Bir çay kaşığı taze sarmısak suyunu, birkaç yemek kaşığı yoğurtla karıştırın. İster tampona emdirip kullanın, ister semptomlar devam ettiği sürece, karışımla iltihaplı bölgeyi günde iki kez yıkayın. Bu yöntem son derece etkili olacaktır. Ezilmiş taze sarımsak suyunun ve kurutulmuş sarımsağın olağanüstü anti-fungal (mantari) özellikleri vardır. Vajinal mantar enfeksiyonlarına neden olan mikrobun baş düşmanı olan "allicini" sarmısağın içeriğindeki bileşiklerin en önemlisidir.
Uzman Doktor Ender Saraç, zayıflamak için atılması gereken ilk adımın, kendini hazır hissetmek olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Laf olsun diye başlanan diyet ve egzersizlerin sonu gelmez. Diyet aceleye getirilecek bir şey değildir. Konsantre olmayı ve istek duymayı gerektirir. İnce bir bedene sahip olmak isteyenler, bunu başaracaklarına inanmaları ve şu imgeleme egzersizini yaparak, beyinlerini de buna inandırmalarını tavsiye ediyor: “Rahat bir koltuğa oturun, geriye yaslanın ve bedeninizi hissetmeye çalışın. Kendinizi 3 ay sonraki daha güzel, daha ince, daha güçlü, daha mutlu ve daha sağlıklı halinizle düşleyin - telkinleyin. 3 ay sonra böyle olacağınıza inanın ve geleceği olmuş kabul edin. Bu enerji ve inancın, birkaç dakika boyunca tüm hücrelerinize akmasına izin verin.”
Zayıflamanın beyinde başladığını ve ağızda devam ettiğini belirten Ender Saraç, zayıflama sürecini hızlandırmak isteyenlere, sabah-akşam sarımsak çayı içmelerini öneriyor. Saraç, bu çayın nasıl yapıldığını şöyle anlatıyor:
“2 bardak suyun içine 4-5 adet parmak ucu büyüklüğünde taze zencefil veya, 4-5 adet parçalanmış kuru zencefil koyun. Yaklaşık 6 dakika kadar kaynatın. Daha sonra karışımın içine 2 adet büyük veya, 3 adet küçük sarımsak ve yarım tatlı kaşığı taze sıkılmış limon suyu katın. Ilınınca 2 küçük kahve kaşığı bal ekleyin. Bu çaydan her sabah ve akşam birer fincan için.
Sarımsak çayını, çok açken veya, çok tokken içmeyin. Hedeflediğiniz kiloya inene kadar, birkaç hafta süreyle belirtilen oranda tüketmeye devam edin.”
• Günde fazla öğün yemek mümkün (en fazla 7 öğün), ancak, yenilen şeylere dikkat edilmesi ve az miktarda yenilmesi gerekir.
• Kahvaltıda hep ekmek, simit ve peynir gibi besinleri tüketmek yerine, yağsız sütle beraber müsli, tam buğday ve mısır gevreği yiyin. Üzerine keten tohumu ve bol tarçın ekleyin.
• Et, tavuk, balık ve yumurta gibi hayvansal proteinleri öğle saatlerinde tüketmeye gayret edin. Etleri tüketirken, derilerini çıkartın ve kesinlikle kızartmayın.
• Yumurtanın beyazına ağırlık verin. Hayvansal proteinlerle karbonhidratları aynı öğünde tüketmemeye gayret edin. Bir öğünde iki avuç dolusu yiyecekten fazlasını yemeyin.
• Akşamları daha çok sebze ve bulgur, tam tahıllı ekmek, kabuklu pirinç, esmer makarna gibi karbonhidratlarla beslenin. Haftada 2 kere de bakliyat tüketmeye çalışın.
• Yemeklerinizde daha çok zeytinyağı kullanmayı tercih edin.
• Ara öğünlerde sabah az şekerli mevsim meyvelerini, öğleden sonra yine az şekerli ve meyveli ürünleri, ya da yoğurt, ayran, kefir gibi yağsız süt ürünlerini tüketin. Bunların yanında ceviz içi, badem, fındık, antep fıstığı yemeyi alışkanlık haline getirin.
• Gece yemekten 2 saat sonra, sarı leblebi ve 2-3 adet kuru kayısı yiyebilirsiniz.
• Her öğünde yemeğin önünden yeşil salata yiyin, veya sebze çorbası için.
• Şekerli ve asitli meşrubat içmeyin.
• Günde 7 bardak su için.
• Beyaz un ve beyaz şekerden, kızartmalardan, ağır yağlı şarküteri ürünlerinden, kaymak ve derilerden, yağlı katkı ürünlerinden ve soslardan, şekerli veya şeker eklenmiş içeceklerden ve aşırı dozda tuz tüketiminden uzak durun.
Sarımsağın birçok kullanma şekli olabilir: Çiğ sarımsak, pişmiş sarımsak, sarımsak tozu, sarımsak yağı, kokusuz sarımsak tabletleri. Sarımsağın tüketilmesi konusunda bazı farklı öneriler vardır. Kimi hem çiğ, hem pişmiş kullanılabileceğini belirtirken, bazıları yalnız çiğ olarak tüketilmesi gerektiğini, bazıları da sadece pişmiş olarak alınması gerektiğini belirtmektedir. Ama genel kullanım tavsiyesi daha çok çiğ olarak tüketilmesi yönündedir. Sarımsağın faydalı olabilmesi için, ağızda çiğnenmesi, veya yoğurda katarak, yenilmesi sağlık için daha uygun olduğu belirtilmektedir.
Sarımsağın içindeki "alliin" adlı maddenin etkili olabilmesi için, sarımsak dişlerindeki allinaz enzimiyle etkileşime geçerek, allisin adlı maddeye dönüşmesi gerekir. Sarımsak çiğnenmeden yutulursa, söz konusu enzim ile etkili hale gelemeyen alliin, midede ajoene dönüşür ve yalnızca kan sulandırıcı etki yapar. Bu yüzden sarımsağın faydalarından tam olarak yararlanabilmek için, çiğnenerek yenmesi veya, bunun yapılması zor geliyorsa, bağırsakta çözünen sarımsak kapsüllerini kullanmak diğer bir alternatif. Ancak bu konuda seçici olmakta yarar var.
• Baş ağrısı yapabilir,
• Dimağa ve gözlere zarar verebilir,
• Gözün görme gücünü, azaltabilir,
• Cinsi istek ve arzuyu azaltabilir,
• Balgam üretebilir,
• Susuzluğa yol açabilir,
• Safrayı artırabilir,
• Ağız kokusunu olumsuz etkileyebilir,
• Süt emziren ve sarımsak tüketen Anne, süt emen çocuğun ishal olması ihtimalini çoğaltır.
• Basuru olanlara, vücudu hararetli olanlara, ishal olanlara, sarımsak kullanmaları önerilmez.
• Cilt hastaları ve hamileler sarımsak yememelidir.
Sarımsak tüketenler, eğer kendilerini daha yorgun, halsiz ve ağırlaşmış hissediyorsa, gözlerinizde kararmalar veya pul pul olmalar yaşıyorsanız, hafif baş dönmesi ve tansiyon düşüklüğü mevcutsa, sarımsaktan şüphelenebilirsiniz.
Kaynak:
Nazan Başoğul - hakaynasi.com
milliyet.com.tr - doganin-ilaci-sarimsak
Uz. Dr. Ender Saraç