Büyük Kahve Yalanı

Kahve hakında bilinen 14 gerçek

Kahve Hakkında Bilinen 14 Gerçek

Kahve genellikle yorgunluğu gidermek, sindirime yardımcı olmak, veya sadece iyi bir sohbet ederken içilir. Ancak kahvenin yorgunluk, bitkinlik ve kabızlığa neden olabileceğini biliyor muydunuz?

Aşağıdaki metinde bazı ilginç gerçekleri aktardık ve kahvenin bu bağlamda nasıl çalıştığını açıkladık. Bundan hoşlanmayacaksınız: Kahvenin sözde sağlığa faydaları konusunda size yalan söylendi!

1.) Kafein, kahve bitkisinin tohumlarını yiyen böcekleri öldürmek için kullandığı bir alkaloiddir. Kahve bitkisi, ayrıca kahve kapsüllerindeki kafeini, çevredeki bitkileri öldürmek için kullanır. Böylece kahve bitkisinin kendisi, daha fazla güneş ışığına ulaşabilir ve daha iyi büyüyebilir. Kafein, kendisiyle temas eden canlı hücrelerde genetik parçalanmaya neden olan bir pestisittir.

2.) Her 1 fincan kahve tüketiminden önce ve sonra çekilen MRI taramaları, beyne giden kan akışında %45'lik bir azalma olduğunu göstermektedir. Kan akışındaki azalma doğru bir şekilde ölçüldüğünde, aslında sadece küçük bir fincan kahveden sonra beyne giden kan akışında %52'ye kadar daha az kan akışı olduğu görülmüştür.

3.) Kronik kahve içenlerin beyin görüntüleme çalışmaları, kronik alkolikler, sigara içenler, Parkinson hastaları ve marihuana kullanıcıları ile aynı beyin bozulmasına sahip olduklarını göstermiştir.

4) Kahve, vücudun toksinleri sistemden atmaya çalışmasının bir yolu olduğu için bağırsak aktivitesinin artmasına neden olabilir. Kahve içtikten sonra ani bağırsakları boşaltma dürtüsü, vücudun toksinlere karşı savunma mekanizmalarından biridir.

5.) Kahve, insan metabolizmasının savaş, ya da kaç tepkisi yoluyla enerji seviyelerini artırır, çünkü vücut kafein bazlı toksinden korkar. Ancak kahve enerji vermez, aksine enerjiyi vücuttan uzaklaştırır. Bir kişinin kahve içtiğinde hissettiği enerji, sonuçta vücudun aşırı tepkisidir. Çünkü kafein bir toksindir ve tüm toksinler vücutta bir enerji salınımını harekete geçirir (savaş ya da kaç).

Kahve enerjiyi sistemden uzaklaştırır, böylece kişi her geçen gün daha da bitkin hale gelir ve böylece dünyanın en tehlikeli enerji uyarımı bağımlılığını oluşturur.

6.) Vücutta savaş, ya da kaç tepkisi tetiklendiğinde, beynin alt zeka merkezlerinin yanı sıra saldırganlık, şiddet, irrasyonel ve mantıksız karar verme, kıskançlık, öfke, hiddet, korku ve paranoyayı kontrol eden hormonal sistemler de harekete geçer. Kahve, vücudun üretebileceği her türlü olumsuz duygusal tepkinin bir karışımı ile daha düşük aralıkta zihinsel işlevsellik üretir.

9.) Doğum kontrol ilaçları yutulan kafeinin atılmasını engeller. Bu etki, alkol ya da ağrı kesici almakla büyük ölçüde artar ve kişi hastaneye ulaştığında başka bir şey olarak teşhis edilen birçok kafein zehirlenmesi vakasına neden olur.

  • Prostat büyümesi,
  • Anksiyete,
  • Uykusuzluk,
  • Depresyon,
  • Doğum kusurları,
  • Ağrı sendromları,
  • Doğal olmayan nefes alma şekilleri,
  • Beyin hasarı,
  • Hiperaktivite,
  • Öğrenme bozuklukları (beyin hasarına bağlı),
  • Davranış bozuklukları,
  • Yorgunluk,
  • Belirli kanser türleri,
  • Crohn hastalığı,
  • Kolit,
  • Tendinit,
  • Ülser,
  • Demir eksikliği,
  • Kalp hastalığı,
  • Baş ağrısı,
  • Stres,
  • Kas ve tendon yaralanmalarının görülme sıklığında artış,
  • Eklem ağrısı,
  • Kalp krizi,
  • Felç, mini felç vb. neden olur... ve bu sadece kısa bir liste.

Kahvenin kötü yanı "sadece" strese neden olması ve enerjimizi çalması değil, aynı zamanda bizi hasta etmesi ve buna katkıda bulunmasıdır.

Kahve (kafein) kaynaklı vücut yağı, kilo ve selülit artışları diyarına hoş geldiniz. Kahve aynı zamanda kas dokusunu da tahrip eder, çünkü vücut zehirlendiğinde, daha fazla yağ depolanmasını kolaylaştırmak için kasıtlı olarak kasları parçalar.

Birçok insan bağımlı olmak için yeterince kahve içmediğine inanır. Ancak çoğu zaman bu insanlar zaten kahve bağımlısıdır. Örneğin Steven Cherniske şöyle yazıyor:

John Hopkins Üniversitesi Psikiyatri ve Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından yürütülen vicdani araştırma, az miktarda kahve tüketiminin bile (günde bir fincan) hızla yoksunluk belirtilerine yol açabileceğini göstermiştir.

Dr. Griffiths, kafein bağımlısı olup olmadığınızı anlamanın kolay olduğunu söylüyor. Günlük kafein kaynağınızı - kahve, çay, meşrubat - birkaç günlüğüne bırakın ve sizi yorgun, motivasyonsuz, huysuz veya depresif hissettirip, hissettirmediğine ve baş ağrısı yapıp, yapmadığına bakın. Baş ağrısı ve depresyon, kafein yoksunluğunun klasik sinyalleridir.

Vücudunuz kafein ihtiyacını karşılayamadığında, bir ila iki hafta boyunca baş ağrısı, bitkinlik, yoğun kafein isteği, kabızlık, anksiyete ve daha önce net düşüncelerin hakim olduğu belirli bir donukluk gibi yoksunluk belirtileri gösterebilir.

Kahve tüketiminin olumlu yönde teşvik edilmesinin, toplumun geneline ciddi zarar veren bir yalan olduğunu açıkça belirtmektedir. Kahvenin olumlu etkilerine ilişkin iddiaların tümü yanlıştır ve kökenleri hem ticari, hem de yönetici ailelere dayanan çok güçlü, gizli ve saklı bir "kahve lobisine" dayanmaktadır.

Kahve bağımlılığından kurtulabilirsiniz. Sadece istemeniz gerekiyor! Yüksek miktarda kafeine alışmış bir kişi tüketimini sınırlarsa, sonuç muhtemelen baş ağrılarının eşlik ettiği yorgunluk olacaktır. Bu nedenle kahve ve diğer kafeinli içeceklere olan bağımlılığı azaltmak, sağlıklı kalmak ve yorgunluğun tetiklediği halsizlik dönemlerinden kaçınmak için çok önemlidir.

Kafein detoksifikasyonu sırasında yeterli besin alımının sağlanması önemlidir. Açıkça kafein bağımlısıysak veya hamile kalmışsak, kafein tüketimini derhal ve tamamen bırakmalıyız. Dozajı yavaşça azaltarak, ya da hemen bırakarak bağımlılığı bırakmak, iyi ve sağlıklı bir diyetle desteklenebilir.

Kahve olmadan gerçek enerji üretimi. Vücudumuzun daha fazla enerji almasına - onu tüketmeden - gerçekten nasıl yardımcı olabiliriz?

Çok fazla insan, çok fazla kafein tüketiyor. Bunun nedeni genellikle insanların yeterli doğal enerjiye sahip olmamalarıdır. İhtiyaç duydukları enerjiyi elde etmek için yeterince uyumak, yeterli besin tüketmek ve düzenli egzersiz yapmak yerine, günü atlatmalarına yardımcı olması için kafeinin etkilerine güvenirler. Bu bağımlılığın kısa vadeli etkileri sinirlilik, asabiyet, uykusuzluk ve kendini uyuşukluk ve zihinsel çöküntü olarak gösteren bir zayıflama olgusudur. Daha uzun süreli etkiler arasında böbreküstü bezlerinin işlev bozukluğu yer alır ve sonunda yapay olarak uyarılan bir bedenin tamamen tükenmesine neden olur.

Sabahları rutin olarak bir fincan kahveye uzanmak yerine, yeşil smoothie, veya bitki çayı şeklinde sağlıklı bir kahvaltı yaparak vücudunuza iyilik yapabilirsiniz. Sağlıklı, alkali bir kahvaltı ve ardından sağlıklı bir öğle yemeği sizi gün boyunca enerjik ve zinde tutacaktır.

Kaynaklar: